Abrazyon: Dişin ağızda aşınması
Adeziv Sistemler (Bonding): Diş yüzeyine güçlü bir yapıştırıcı maddeyle tutturularak, dişleri onarmak, iyileştirmek , ya da daha estetik görünmesini sağlayan ilavelerdir.
Ağız duşu: Diş etlerinin üzerine ve altına mekanik bir yöntemle su püskürterek ağız temizliği yapmak.
Amalgam: Dişteki oyukları doldurmada kullanılan, halk arasında metal dolgu olarak bilinen dolgu maddesi.
Aparey: Tedavi veya koruma amaçlı kullanılan ağız içine takılan alet
Apeks: Diş kökünün ucu.
Apikal rezeksiyon: Kök ucundaki enfeksiyonun cerrahi olarak temizlenmesi ve kök ucunun traşlanması işlemi.
Apse: Enfeksiyon nedeniyle cerahat birikmesi.
Biberon Çürükleri: Bebeklerin ve çocukların özellikle üst ön dişlerinde görünen, çoğunlukla biberon ve emzik yoluyla alınan tatlı sıvıların dişlerde uzun süre tutulması ve dişlerin temizlenmemesi nedeniyle oluşan çürüklerdir.
Bruksizm: Dişlerin fonksiyon dışında istemsiz olarak sıkılması ve gıcırdatılması.
Bukkal : Tıpta yanağa verilen isimdir.
Coğrafik dil: Dilin üst yüzünde pürüzsüz ve kırmızı yüzeylerin oluşmasıyla karakterize zararsız bir durumdur.
Çürük: Bakterilerin oluşturduğu asitin neden olduğu diş yapısındaki oyuklar ve bozulmalar.
Dentin: Pulpa (diş özü) ile diş minesi arasındaki yarı canlı tabaka olup birçok küçük kanalcıktan oluşur.
Dental plak: Dişlerin üzerinde biriken yumuşak bakteriyel küt
Demineralizasyon: Diş minesinin alt yüzeyinde meydana gelen mineral kaybı, diş yüzeyinde beyaz bir nokta şeklinde görünebilir.
Diastema: Dişler arasında oluşan açıklık
Dentin kanalları: Dentinin dış yüzeyinden, dişin içindeki sinirlere uzanan mikroskopik/çok küçük kanallar.
Desensitizasyon / Hassasiyeti azaltma: Ağrıya sebep olan uyarıcıları bloke ederek dişlerde hassasiyeti azaltma.
Deskuamasyon: Diş etinin soyulması.
Dişlerde hassasiyet/Dentinal Hipersentivite: Sıcak, soğuk, tatlı, ekşi maddelerle temas ettiğinde dişlerinizin verdiği ani, keskin ağrı.
Dorsal Yüzey: Üst yüzey. Özellikle dil ile ilgili kullanılır. Dilin dorsal yüzeyi.
Erupsiyon/Diş çıkarma: Dişlerin diş etinden yüzeye çıkması.
Endodontist: Kanal tedavisiyle uğraşan dişhekimi.
Fissür Örtücüler(Sealant): Diş çürümelerini önlemek üzere azı dişlerinin üzerindeki girinti ve çıkıntılara uygulanan dolgulardır. Bu işlemle diş fırçası ile kolayca temizlenebilen sığ yüzeyler oluşturulur.
Fissür: Azı dişlerinin yüzeyinde bulunan girinti ve çıkıntılar.
Florür: Diş çürümelerini ve dişlerde hassasiyeti önlemenin yanı sıra dişleri güçlendirmeye yarayan kimyasal bir bileşim.
Fluorosis: Çok fazla florür kullanılması nedeniyle diş minesinin renginin bozulması.
Gevşek Bakteri Plağı: Diş etlerinin üstünde ve altında bulunan, büyük oranda diş eti hastalıklarına sebep olan bakterileri içeren, ağız duşu gibi yöntemlerle ağızdan kolayca yıkanabilen bakteri plağı.
Gingiva/Diş eti: Çene kemiğini kaplayan ve dişlerin etrafını saran yoğun doku.
Gingival marjin/Diş eti çizgisi: Diş etinin diş yüzeyine en yakın bölgesi.
Gingivitis/Diş eti iltihabı: Periodontal hastalığın ilk aşaması olan dişetinin iltihaplanması durumu.
Hipersensitivite/Aşırı hassaslık: Sıcak, soğuk, kimyasal, mekanik ya da osmotik(tatlı veya tuzlu) uyarıcılarla temas ettiğinde dişlerin verdiği ani ve keskin ağrı şeklindeki reaksiyon.
Implant: Çene kemiğindeki kaybedilen diş bölgesine dişsizliği sonlandırmak için yerleştirilen metal vidalardır.
İnterdental: Diş arası. Dişlerin ara yüzeyleri.
Kanal (Endodontik) Tedavisi: Diş köklerindeki enfekte sinir dokularının temizlenmesi ve oluşan oyukların cansız bir madde ile doldurulmasından oluşan tedavi yöntemidir.
Köpek Dişleri: Ön dişler ile azı dişleri arasında yer alan sivri konik dişlerdir.
Kavite/Oyuk: Çürük temizlendikten sonra dişin içinde kalan boşluk.
Kesici dişler: Ağzın ön tarafında bulunan kesmeye ya da kemirmeye yarayan dişler
Kompozit: Çürükleri temizledikten sonra veya restoratif amaçlı uygulanan beyaz dolgu malzemesi.
Köprü protezi: Mevcut dişlerden destek alınarak kaybedilen bir veya birden fazla dişin yerine uygulanan sabit protez dişlerdir.
Kuron: i) Dişin mine ile kaplı bölümü.
ii) Herhangi bir nedenden dolayı madde kaybı olan dişleri eski haline getirmek için yapılan sabit protez uygulaması.
Küretaj: Diş etlerindeki/ periodontal ceplerdeki hastalıklı ya da zarar görmüş dokuların temizlenmesi.
Kserostomi: Ağız kuruluğu.
Labial/Dudak/Dudağa ait: Ön dişlerin dudaklara bakan yüzeylerini ifade eder.
Lingual: Dişin dile en yakın iç yüzeyini ifade eder.
Maloklüzyon: Alt ve üst dişlerin kusurlu kapanışıdır.
Mandibula: Alt çene kemiği.
Maksilla: Ağzın üst kısmınıoluştura üst çene kemiği.
Maryland köprü: Preparasyon yapılmadan komşu dişlerin arka yüzeylerine yapıştırılarak yapılan köprü protez.
Molar diş: Azı diş.
Mukoza: Ağız boşluğu içindeki, pembe ya da kırmızı ince zar.
Ödem: Diş eti dokularında su toplanmasıyla oluşan şişlik.
Okluzal travma: Dişleri sıkma, gıcırdatma gibi, dişlere fazla baskı uygulandığı zamanlarda ortaya çıkar. Eğer kontrol edilmez ise hızlı bir şekilde ataşman ve kemik kaybına sebep olur.
Okluzal yüzey: Azı dişlerinin ısırma yüzeylerini ifade der.
Okluzyon: Alt çenenin tüm pozisyonlarında ve hareketlerinde alt ve üst dişlerin nasıl temas ettiğini ifade eder.
Papilla: Her bir diş arasındaki ‘v’ şeklindeki diş eti dokusunu ifade eder.
Pelikül/ince zar: Bakteri plağı oluşumundaki ilk adım. Pelikül, tükürükte bulunan yağ ve proteinleri içeren, şeffaf ve ince tabakadır. Dişleri temizledikten sonraki birkaç saniye içinde Pelikül tabakası oluşur.
Periodontal Apse: Bir dişin etrafını çevreleyen diş eti dokusundaki akut enfeksiyon.
Periodontal Hastalık: Dişi destekleyen yapılardaki hastalık.
Periodontal Lifler: Dişleri çene kemiğine bağlayan liflerdir. Periodontal lifler bir ucundan semente, diğer ucundan da çene kemiğine bağlıdır.
Plak: Protein kalıntılarında bulunan ve sürekli dişlerde biriken renksiz, yapışkan bakteri tabakası. Bakteri plağı uzun süre temizlenmediği takdirde periodontal hastalıkların ve diş çürüklerinin ana nedenini oluşturur.
Proflaksi: Diş hastalıklarını önlemek üzere dişlerin yüzeylerindeki yumuşak ve sert tortuların diş hekimlerince temizlenmesini ifade eden koruyucu amaçlı bir tedavi yöntemi.
Pulpa: Dişin ortasındaki canlı dokudur. Dentinin içine yerleştirilmiş olan pulpanın yapısında sinir hücreleri ve dişi besleyen kan damarları bulunmaktadır.
Remineralizasyon: Demineralize olmuş(çürümüş) lezyonlara diş mineralleri yerleştirerek çürüme sürecinin tersine çevrilmesi, çürümenin durdurulması. Bu yöntem florür kullanılarak daha etkin hale getirilebilir.
Restorasyon: Kaybedilmiş diş ya da diş yapılarının yenilenmesi işlemi.
Sedasyon: Kullanılan sedatif ilaçlarla hastanın tüm reflekslerinin korunarak, derinliği kontrollü olarak ayarlanabilen uyku halidir.
Sement: Dişlerin köklerinde bulunan ve dişlerin çene kemiğine tutunmasını sağlayan, dişteki en yumuşak yapıdır.
Subgingival: Diş eti çizgisinin altındaki dişetinin iç yüzeyi.
Supragingival: Diş eti çizgisinin üzerindeki dişetinin dış yüzeyi.
Tartar: Diş taşı.
Temporomandibular Eklem (TMJ): Alt çeneyi kafatasına bağlayan eklem.
Yer tutucu: Süt dişlerinin normal süresinden erken düştüğü durumlarda daimi dişlerin sürebilmesi için gerekli boşluğun kapanmamasını sağlayan aparey.